Yazılım eserleri çok boyutlu düşünce ürünleridir. Ele avuca gelmeyen soyut bir düşünce ürününü yorumlamak, somut ve olgunlaşmış başka sektörlerin ürünlerine göre çok daha zor. Neresinden bakarsanız bakın yazılım ürününü pazarlayan, müşteriye somut olarak, en fazla içinden CD çıkan bir kutu (artık buna da gerek kalmadı) sunuyor, potansiyel müşteri ise satın almaları boyunca karşılaşmadığı bir durum ile karşılaşıyor. Sonuç itibari ile ödeme yapacak ve eline görünürde hiç bir şey geçmeyecek.
İş yapma alışkanlığını bilgisayar destekli hale getirmemiş yöneticiler ve çalışanlar için yazılıma para harcamak, doğal bir içgüdü ile hazmı zorlaştırıyor ve tüketici davranışını ele alan öğretilere uymuyor.
Yasal zorunlulukların iteklediği bazı ürünler dışında Türkiye için ( İstanbul ve Ankara’yı bir kenarda tutarsak) özellikle Anadolu’da işletmeler açısından yazılım bu psikolojik faktörler eşliğinde değerlendiriliyor. Bu nedenle Türkiye ekonomik büyüklüğüne göre yazılım pazarının son 20 yıllık derinliği arasında gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında ciddi orantısızlık var.
Patronun, yöneticilerin ve çalışanların iş akışlarını, düzenli, sistematik, verimli bir platform üzerinde yürütme iştahı, modern ve yeni nesil firmalarda elbette kendini göstermeye başladı. Ancak Türkiye’de sadece KOBİ seviyesinde değil, koca koca işletmeler, işlerini güçlü sistemler üzerinde değil kendilerince kurdukları düzenle yönetiyor. Kimi zaman garip bir iftihara dönüşebilen bu çala kalem düzenler yüzünden, “Kurumsallaşma”, ” Verimlilik”, “Markalaşma” gibi kavramlar altları doldurulamayan temennilere dönüşüyor. Tam olarak bu noktada teknoloji kullanımını ertelemek, zamanı doğru okuyamamakla eşdeğer hale geliyor.
“Yazılım Çözümü”, Türk iş adamı için kendince kurduğu düzenekle yüzleşmesi, kendi kurduğu düzeneği aşması anlamına geliyor.
Dijital mecra artık çeşitli ilgi alanlarından birisi olmaktan çıkıp , yaşama şeklimizi hızla değiştiren bir dokunuş haline geldi. Bu dokunuş kısa sürelerde yeni süprizler türeterek hepimizi hızla kanıksadığı farklı bir yaşama alıştırıyor. Kesintisiz bir iletişim rüzgarı içindeyiz. Karar ve davranışlar sadece sezgilerle değil bilginin yorumlanması ile düzenlenmeli. Burada sağlıklı kalmak , sistemli çalışmak , sistem üzerinden işleri yürütmek kimse için lüks değil.
“Hizmet Olarak Yazılım” kullanımı, firmalar için işlerini sistematik hale getirme, kurallar kazanma, analitik danışmanlık, insan bağımlı hataların minimuma indirilmesi , hızlı ve kaliteli işlem gücü, alternatif kanallara açılabilme, müşteri memnuniyeti gibi karşılığının ölçülmesi zor fakat “yüksek katma değerler kazanmak” anlamına geliyor. Yazılım Çözümleri satın alma birimlerince tedarik edilen bir araç olarak değil, reklam, danışmanlık, sigorta gibi her dönem stratejik değer atfedip bütçe ayrılan bir mecra olarak yorumlanmalı.